SASGEM

Perşembe, 05 02nd

Last updatePz, 27 Eyl 2015 7pm

Açıklama

"Bilgi ve Zihinsel Altyapısı"

afis2kucuk 

Prof. Dr. Alparslan AÇIKGENÇ

Yıldız Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi

 

Konu

"Bilgi ve Zihinsel Altyapısı"

İnsan davranışları, insan iç dünyasından neş'et etmektedir. Buna göre her davranış bir zihinsel altyapıyı varsaymaktadır. Bilgi de davranış gibi zihinsel bir çerçeve üzerine bina edilir. Bu zihinsel çerçeve bilginin altyapısını oluşturmaktadır. Bu alt yapı insan zihninde olduğuna göre tamamen kavramsaldır. Bilginin altyapsını oluşturan bu kavramlar nelerdir, mahiyetleri nedir ve hayatta insanı nasıl yönlendirir gibi önemli konular ele alınarak “bilginin zihinsel altyapısı olarak” başlığı altında sunulacaktır.

Biyografi

Alparslan Açıkgenç

1952 yılında Erzurum’da doğdu. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi’nde tamamladı (1974). Yüksek lisansını Üniversity of Wisconsin’de (1978) ve Doktorasını The University of Chicago’da (1983) yaptı. 1983 yılında ODTÜ Felsefe Bölümü’nde göreve başladı. 1984’de Yardımcı Doçent, 1987’de Doçent ve 1993’te Profesör oldu. 1985’de Chicago Üniversitesinde, 1995-99 arasında Malezya Uluslar arası İslam Düşüncesi ve Medeniyeti Enstitüsü’nde görev yaptı. Fatih Üniversitesi öğretim üyeliğinden sonra; halen, felsefe bölümünde öğretim üyesi olarak ders verdiği, Yıldız Teknik Üniversitesinde Sosyal Bilimler Enstitüsü müdürlüğü görevini yürütmektedir.Çok sayıda makalesi yanında, Bilgi Felsefesi(1992), Being and Existence in Sadrâ and Heidegger: A Comperati ve Ontology, (Kuala Lumpur, 1992); Kavram ve Süreç olarak Bilginin İslamileştirilmesi (1998) isimli kitapları yayınlandı.

 

Ayrıntılar

TARİH : 23 EKİM 2013 , ÇARŞAMBA

SAAT    : 13:00 - 14:30

YER      : KONGRE MERKEZİ , SALON 1

Cuma, 27 Eylül 2013 02:23

Felsefe

içerik

Cuma, 27 Eylül 2013 02:19

Teknolojik Gelişmeler

içerik

Cuma, 27 Eylül 2013 02:18

Bilim Tarihi

içerik

Cuma, 27 Eylül 2013 02:17

Ekonomi

İKTİSADİ DÜŞÜNCE, OLAY VE POLİTİKALARIN ANALİZİ

Bireylerin ve toplumların tarihsel süreç içinde yüzleşe geldikleri temel sorunların bir kısmı ekonomiye ilişkindir. Bu çerçevede bilim adamları ve düşünürlerin sosyal meseleleri analiz ederken bir şekilde değinmek zorunda kaldıkları ekonomi; kıt kaynaklarla sonsuz olduğu kabul edilen ihtiyaçların en etkin nasıl karşılanması gerektiği sorusuna cevap arayan bir bilim dalıdır. Bireylerin fayda ve firmaların kar maksimizasyonuna odaklandığı toplumsal yaşamda, en doğru kamu, dış ticaret, fiyat, istihdam ve para politikasının ne olması gerektiği çok tartışılan başlıkların arasında yer almaktadır. Bu konuların hem tarihi arka planı hem de güncel düzeyde analizi içinde yaşadığımız hayatı anlamak açsından önem arz etmektedir. Küreselleştiği sıkça vurgulanan ticaret ve finans trafiğinin Türkiye ve küresel açıdan meydana getirdiği fırsat ve sorunları tartışabilmek günümüzde bir aydının öncelikleri arasında yer almaktadır. Kişi başına yüksek gelir düzeyine sahip olan ülkeler ile yoksul olan ülkeler arasındaki bu farkın hangi faktörler ile ilişkili olduğu, küreselleşme denilen sürecin fırsatları ve maliyetleri uluslara nasıl pay ettiği üzerinde düşünülmesi gereken sorulardır. Bu çerçevede bir aydının bu konulara liberal veya sosyalist perspektifte bakışının altında yatan belirleyici faktörlerin ne olduğu gündem konusunu oluşturacaktır.

Cuma, 27 Eylül 2013 02:17

Sosyoloji

Sosyoloji toplum olayları ile ilgili olarak bilgimizin sistemli bir hale getirilmesi ile oluşmuş bir disiplindir. İlk defa sosyoloji XIX. Yüzyılda bilimsel bir disiplin hüviyeti kazandığında dünya iki devrimin getirmiş olduğu sarsıntı ve bunalımları aşmak için çaba sarf ediyordu. Bu çabanın bir ürünü olarak genelde sosyal bilimler ve özelde de sosyoloji bu yüzyılın iç koşullarının şartları tarafından belirlendi. Günümüz toplumlarının sosyal bilimlerin ve sosyolojinin çağrısına hala ihtiyacı olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Toplumların yaşanan hızlı değişme ve yüksek mobilite oranları ile savrulmalarının önüne geçmek var olan değişim ve modernleşme süreçlerini denetim altına almak ve değişimi kendi toplum çıkarlarımız çerçevesinde yönetmek için sosyoloji Üniversite sistemimizin vaz geçilmez bilim dalları arasında yer almaktadır. İnsan ve toplum gerçekliğinin en derin bir biçimde izinin sürülmesi için sosyoloji bize günümüzde de önemli imkanlar sunmaktadır. Bu programda sosyolojinin gerek teorik ve gerekse de pratik bir zeminden hareketle Türkiye’de ve Dünyada olan olayların sosyal bilim mantığı içerisinde açıklamasını yapması hedeflenmektedir. Bu sayede sosyal olayların ardında yatan nedenselliklere dönük olarak farkındalıklarınızın arttığına ve sosyolojik muhayyilenizin geliştirilmesine tanık olacaksınız.

Cuma, 27 Eylül 2013 02:17

Dinler Tarihi

içerik

Cuma, 27 Eylül 2013 02:16

Tarih

TARİH ve TOPLUM

Geçmişe duyulan merak, her insanı bir miktar Tarihçi kılar: “Kimim” ve “nereden geldim” soruları herkesi bu tarihsel yolculuğa teşvik eder. Geçmişe doğru yapılan her yolculuğun arkasında, sadece insanların geçmişe duydukları merak değil, aynı zamanda yaşadıkları zamana dair endişeleri de vardır. Bu bağlamda mikro düzeyde insanların algılarının ve yargılarının şekillenmesine yardımcı olan tarih ilmi, makro düzeyde ise toplumsal sorunları kavrama ve çözmede mühim bir araç olarak öne çıkar. Tarih ilmi, geçmişi analiz etme, günümüzü anlama-anlamlandırma ve bu birikimi geleceğe aktarma noktasında sadece tarihçilerin değil; merkeze insanı alan bilimlerin ihtiyaç duyduğu bir daldır. Çünkü insanla ilgili her “olmuş şey”, kuramsal olarak tarih biliminin konusunu oluşturur. Toplumsal olaylar, kültürel etkileşimler, siyasal ve ekonomik sorunlar bir sürecin ürünü olduğundan bu olguları analiz etmek, doğru tanımlamak ve çözüme kavuşturmak tarih bilgisi ve yöntemiyle doğrudan ilişkilidir. Özetle tarih ilmi, bu ilmin peşinden koşan ve ona ilgi duyan her birey için geçmiş, bugün ve gelecek arasında bir köprü görevi görmektedir.

Cuma, 27 Eylül 2013 02:15

Siyaset Bilimi

Siyaset bilimi öncelikle siyasi tarih metodolojisiyle tarihsel yaşantılardan dersler çıkarmaktadır. Çıkarılan dersler, sistematize edildiğinde siyasal düşüncelerden bahsetmekteyiz. Bir taraftan batı siyasal düşüncesi öğrenilirken diğer taraftan da İslam siyasal kavrayışı analiz edilmektedir. Siyasetin kurumsal yüzü anayasa hukuku derslerinde anlatılırken, toplumsal yüzü de siyaset sosyolojisi dersinin konusunu oluşturmaktadır. Siyasette dış politik süreçlerin nasıl oluştuğu tartışılmadan ders eksik kalmaktadır. Siyaset bilimi, güncel hayatımızı biçimlendiren kavramlar dünyasında gezinmektedir; Devletin sorgulanması, sivil toplum sorunları, siyasi partiler, siyasal sistemler, seçim sistemleri, siyasal cinsiyet tartışmaları, siyasal etik ve demokrasi siyaset biliminin en temel konularını oluşturmaktadır.

Cuma, 27 Eylül 2013 02:15

Uluslararası İlişkiler

Türkiye özellikle son 10 yılda uluslararası siyasette daha önemli bir aktör haline geldi. Bu gelişme Türkiye’yi başta Ortadoğu olmak üzere dünya siyasetinin hemen her alanında saygın bir pozisyona taşıdı. Buna paralel olarak Türkiye’de uluslararası siyasete ilgi artışa geçti. Siyasal iktidarın daha önceki yönetimlere kıyasla aktif ve yoğun bir diplomasi yürütmesi, üniversitelerde artan uluslararası ilişkiler bölümleri, siyasette ve medyada dünya siyasetinin daha çok konuşulur olması bunun bir göstergesidir şüphesiz. Bu noktada önemle vurgu yapılması gereken bir nokta ise toplumsal hayatın büyük bir kesimini oluşturan üniversite gençliğinin dünya siyasetine olan ilgisi ve uluslararası ilişkilerle olan ilişkisidir. Toplumun geleceğini şekillendirecek olan üniversitelerde tüm öğrencilerin bu alanlarda fikir sahibi olması, Türkiye’nin uluslararası siyasette ve sistemde nasıl bir pozisyonunun olduğunun bilincinde olarak ülkemizin global siyasete dair uzun vadeli hedeflerinin farkında olması hayati öneme sahiptir. Bu programda özellikle dünya siyasetine yön veren aktörlerin ne tür politikalar izleyip, birbirleriyle ve diğer devletlerle nasıl ilişkiler yürüttüklerine değinilecek, ayrıca Türkiye’nin dünya siyasetindeki rolü ve etkinliği irdelenecektir. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Çin, Japonya, Afrika ve son olarak Ortadoğu gibi ülke ve bölgeler bu programın öncelikli çalışma alanları olacaktır. Program boyunca katılımcıların bu konulardaki sorularıyla birlikte, uluslararası ilişkilerin çıkmazları olarak görülen problemli noktalar aydınlığa kavuşturulmaya çalışılacaktır.

Sayfa 1 / 2